Yayıncılar Telif Hakları ve Lisanslama Meslek Birliği (YAYBİR) tarafından yayımlanan Mayıs 2025 Bandrol Verileri, Türkiye’de yayıncılık sektöründe ciddi bir daralma yaşandığını ortaya koydu. Ocak-Mayıs 2025 döneminde basılan kitap sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 azalarak 161 milyondan 142 milyona düştü. Özellikle yetişkin kültür, çocuk ve eğitim kitaplarında sert düşüşler yaşanırken; akademik ve inanç yayınları yükseliş gösterdi.
TÜRKİYE’DE KİTAP ÜRETİMİ HIZLA AZALIYOR
YAYBİR’in raporuna göre, sadece Mayıs 2025’te basılan kitap sayısı yüzde 31 azalarak 40 milyon 150 binden 27 milyon 792 bine geriledi. Ocak-Mayıs döneminde toplam kitap üretimi geçen yıla kıyasla 20 milyon civarında azalma gösterdi. Bu düşüş, sektörün genel sağlığına dair endişeleri artırıyor.
YETİŞKİN KÜLTÜR VE ÇOCUK KİTAPLARINDA SERT DÜŞÜŞ
Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise bazı kategorilerdeki sert düşüşler oldu. Yetişkin kültür yayınları yüzde 33, yetişkin kurgu edebiyat yüzde 4, çocuk ve gençlik kitapları ise yüzde 15 oranında azaldı. Eğitim yayınlarında da yüzde 15’lik bir küçülme yaşandı. Bu kategoriler, yayıncılık sektörünün temel taşları olarak kabul ediliyor ve yaşanan azalma sektörün geleceği için alarm veriyor.
AKADEMİK VE İNANÇ YAYINLARI ARTIYOR
Tüm olumsuz tabloya rağmen, akademik ve inanç yayınlarında artış gözlemlendi. Akademik yayınlarda yüzde 10, inanç yayınlarında ise yaklaşık yüzde 18 büyüme kaydedildi. Bu gelişme, bazı niş alanlarda yayıncılığın canlılığını koruduğunu gösteriyor.
MAYIS 2025 KATEGORİLERE GÖRE KİTAP ÜRETİMİ
Yetişkin kültür yayınları: 3.6 milyon
Yetişkin kurgu edebiyat yayınları: 4 milyon
Çocuk kitapları: 4.2 milyon
Gençlik kitapları: 228 bin
Eğitim yayınları: 12 milyon
Akademik yayınlar: 779 bin
İnanç yayınları: 2.65 milyon
İthal kitaplar: 270 bin
Toplam: 27.8 milyon kitap
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE GELECEK ENDİŞESİ
Yayıncılık sektöründeki bu gerileme, okur alışkanlıkları, dijitalleşme, ekonomik faktörler ve sektörel zorlukların etkisi olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, kitap üretimindeki düşüşün uzun vadede kültürel çeşitlilik ve bilgi erişimi üzerinde olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çekiyor.