Türköne: ‘Türkiye’de çözüm galiba bir ‘concordia tartışması’ başlatmaktan geçiyor’

Türköne: Faşizm, zorbaların sınırsız iktidar aracıdır. Türkiye’de zayıf iktidar, muhalefetin direnciyle faşizme geçemez. Demokrasi ve sosyoloji, dikta hayallerine set çeker. Uyanık olalım!

Yazar Mümtazer Türköne yazısında, “Türkiye’de iktidarın zayıflığı faşizmi tetikleyebilir, ancak muhalefetin direnci ve toplumun sosyolojik yapısı, faşist yönetimin kalıcı olmasını engelliyor.” dedi. İşte o yazı:

“Faşizm, bir ideolojiden çok, modern zamanların keyfi dikta yönetimlerini tanımlayan bir sıfattır. Mussolini’nin sözcüsünün, “Faşizm, Duçe’nin şu anda düşündüğü şeydir” cevabı, faşizmin zorbaların eylemlerini meşrulaştırma aracı olduğunu gösterir. İktidarın sınırsız gücüne dayanan faşizm, ahlâkî ve vicdanî sınırlar olmaksızın hareket etmeyi mümkün kılar.

FAŞİZMİN ORTAYA ÇIKIŞI

Faşizm, iktidarın gücünden çok, muhalefetin yetersizliği ve örgütsüzlüğü nedeniyle yükselir. İktidar, muhalefetin zayıflığından faydalanarak güç kazanır. Mussolini’nin iktidara gelişi, bu durumun tipik bir örneğidir. Faşizmin ayak sesleri duyulduğunda, önce muhalefetin durumuna bakılmalıdır.

TÜRKİYE’DE FAŞİZM

Türkiye’de faşizm, bir iktidar tekniği olarak genellikle zayıf ve geçici olmuştur. Recep Peker’in CHP dönemi, 27 Mayıs cuntası, 12 Eylül’ün Kenan Evren yönetimi ve 2016-2019 dönemi hariç, faşizm Türkiye’de uzun süre tutunamamıştır. Faşizm, milliyetçiliğin karanlık yüzü gibi görülse de, esasen iktidarın karanlık bölgelerinde şekillenir.

GÜNCEL İKTİDARIN ZAYIFLIĞI

Bugün Türkiye’de iktidar, tarihinin en zayıf dönemindedir. Ekonomik çöküş, bürokrasinin ve halkın desteğini kaybetme, iktidarı yalnızlaştırmıştır. Bu zayıflık, pervasız ve ölçüsüz hamlelere yol açmaktadır. Ancak, faşist bir yönetim şu an mevcut değildir; çünkü muhalefet, iktidarın tasfiye çabalarını sindirememiştir.

FAŞİST YÖNETİME GEÇİŞ İHTİMALİ

Zayıf bir iktidar, muhalefetin izin vermesi durumunda faşist bir yönetime geçebilir. Ancak, Türkiye’nin sosyolojisi ve demokrasi tecrübesi, böyle bir rejimin yerleşmesini zorlaştırmaktadır. Halk, ekonomik krizin çözümünü muhalefete havale etmiş ve sabırla beklemektedir.

FAŞİZMİN SOSYOLOJİK ZEMİNİ

Türkiye’de faşist bir yönetime uygun sosyolojik zemin bulunmamaktadır. Belediyelere yönelik son operasyonlar, savcılığın tarafsızlığını yitirdiğini ve iktidarın muhalefeti tasfiye etmeye çalıştığını göstermiştir. Ancak, bu tür gösteriler halk nezdinde ters etki yaratmakta ve faşist vizyonun ciddiyetsizliğini ortaya koymaktadır.

CONCORDIA VE UZLAŞMA

Soğuk Savaş döneminde Latin Amerika’da görülen faşist diktalar, büyük insanlık suçlarıyla anılmıştır. Bu rejimlerin tasfiyesi sonrası bazı ülkeler, geçmişle yüzleşmek için “concordia” adı verilen uzlaşmalar yapmıştır. Türkiye’de de benzer bir uzlaşma tartışması başlatmak, faşist eğilimleri engellemek için makul bir adım olabilir.

İKTİDARIN ÇARESİZLİĞİ VE TEHLİKE

İktidar, çaresizliğinden dolayı son çare olarak kaos yaratmaya çalışabilir. Bu, korku ve kargaşadan faydalanarak güç kazanma çabasıdır. Ancak, Türkiye’nin demokrasi tecrübesi ve bölgesel konjonktür, faşist bir rejime geçişi imkânsız kılmaktadır. Buna rağmen, çaresizlik içindeki bir azınlık, büyük hatalar yapabilir.

SONUÇ VE UYARI

Türkiye, faşist bir dikta rejimine geçemez; ancak korku ve umutsuzluk, iktidarı hatalara sürükleyebilir. Bu hataların bedelini toplumun tamamı ödeyebilir. Faşizmin ayak seslerine karşı uyanık olunmalı ve muhalefetin gücü, demokrasinin korunması için kullanılmalıdır.”

“Concordia, Roma mitolojisinde barış, esenlik, anlaşma ve uyum tanrıçasıdır. Zıttı Discordia’dır. Ona tapılan birçok tapınak mevcuttur, bunlardan en eskisi MÖ 376 tarihinde Marcus Furius Camillus tarafından yaptırılan ve Forum Romanum’da bulunan tapınaktır. Bu tapınak aynı zamanda Roma senatosu için bir toplantı yeri haline gelmiştir, Roma senatosu sık sık burada toplanmıştır. Çoğu zaman bir kâse ve barışın, zenginliğin sembolü olan içinden meyveler fışkıran bir boynuz (cornucopia) ile resmedilmiştir.”

Haberi Paylaş