TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede (KHK) Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin ilk 7 maddesi, Diyanet İşleri Başkanlığı’na önemli yeni yetkiler tanıyor.
Yapılan değişiklikle, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yetki alanı oldukça genişletiliyor. Kurul, resmi kurumlarca talep edilen dini yayınları inceleyecek ve “mütalaa” verecek. Ancak daha da önemlisi, Kur’an-ı Kerim meallerini Başkanlık ile diğer kamu kurumları, özel kişi ve kuruluşların talebi üzerine veya resen inceleyebilecek ve inceletebilecek.
YAYINLARI TOPLATMA YETKİSİ VERİLDİ
İncelemeler sonucunda, “İslam dininin temel nitelikleri açısından sakıncalı” olduğu tespit edilen meallerin, Başkanlığın müracaatı üzerine yetkili yargı mercileri tarafından basım ve yayımının durdurulmasına, dağıtılmış olanların toplatılmasına ve imha edilmesine karar verilebilecek. İnternet ortamındaki yayınlar için de içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı alınabilecek.
DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE
Düzenleme, Anayasa’da güvence altına alınan düşünce ve ifade özgürlüğüne, basın ve yayın hürriyetine doğrudan bir müdahale potansiyeli taşıyor. “İslam dininin temel nitelikleri açısından sakıncalı” ifadesinin muğlaklığı, keyfi uygulamalara açık bir kapı aralıyor. Böylece bir dinî kurum, dinî metinlerin yorumlanmasında tek otorite olarak kendini konumlandırıyor ve bu yorumlara aykırı bulunan yayınların toplatılmasına, imha edilmesine veya erişiminin engellenmesine karar verebiliyor.
MUSAFLARI İNCELEME VE KIRAAT KURULU’NA TEKEL YETKİSİ
Kanun teklifiyle Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu’nun yapısı ve yetkileri de yeniden düzenleniyor. Buna göre, Kurulun onay ve mührü bulunmayan mushaflar, cüzler halindeki mushaflar, mealli mushaflar ile sesli, görüntülü ve elektronik ortamda hazırlanan Kur’an-ı Kerimler basılamayacak ve yayınlanamayacak. Onaysız veya mühürsüz tespit edilen yayınlar için de benzer şekilde basım ve yayımın durdurulması, toplatılması ve imha edilmesi kararları alınabilecek.
Madde ile Kur’an-ı Kerim’in basım ve yayımı üzerinde Diyanet İşleri Başkanlığı’na mutlak bir tekel yetkisi veriliyor. Böylece, farklı kıraat ve meallere sahip Kur’an-ı Kerim baskılarının önü kapatılabilecek, dinî bilgi üretimi ve yayımı üzerinde tek bir kurumun kontrolü olacak. Dini alanda tek bir otoritenin mutlakiyeti ortaya çıkacak ve farklı dinî bilgilerin serbestçe dolaşımı engellenecek. Düzenleme, dinî metinlerin tek bir yorumla sınırlandırılması ve farklı yorumların dışlanması anlamına geliyor.
KAMUSAL ALANDANDA DİNİ FALİYETLER
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, öğrenci yurtları, eğitim kurumları, gençlik merkezleri ve kampları, ceza infaz kurumları, sağlık kuruluşları, sosyal hizmet kurumları ve benzeri yerlerde “işbirliği esasına göre manevi danışmanlık ve din hizmeti” sunacak. Ayrıca yazılı, görsel, işitsel ve dijital medya vasıtasıyla toplumu din konusunda aydınlatacak ve “göçmen, engelli, bağımlı, afetzede gibi desteğe muhtaç kesimlere yönelik manevi danışmanlık hizmetleri” yürütecek.
Böylece dinî hizmetler kamusal alanda daha fazla yer alacak ve eğitim kurumları ile gençlik merkezleri gibi yerlerde “manevi danışmanlık” adı altında dinî telkinler yaygınlaştırılacak. Bu durum farklı inançlara sahip bireylerin veya inançsızların haklarının ihlal edilmesi riskini artıracak.