İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “sahte diploma” iddiasıyla dava açılması, kamuoyunda adaletin çifte standardı tartışmasını yeniden alevlendirdi. Sosyal medyada geniş yankı bulan davada, henüz kesinleşmemiş bir iddia üzerinden İmamoğlu’na 8 yıl 9 ay hapis ve siyasi yasak talep edildiği öne sürülürken, benzer hatta daha somut bir olay olan Hamza Yerlikaya’nın sahte lise diploması ile ilgili süreçte hiçbir ceza verilmemiş olması dikkat çekti.
MAHKEME SAHTE DEDİ, CEZA YOK
AKP milletvekilliği, Cumhurbaşkanlığı danışmanlığı ve Vakıfbank Yönetim Kurulu Üyeliği gibi kritik görevlerde bulunan eski milli güreşçi Hamza Yerlikaya, lise diplomasının sahte olduğu mahkeme kararıyla tescillenmişti. Yerlikaya, “Kıymetli diplomamı haksız şekilde elimden aldılar” demekle yetinirken, mahkeme cezayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararıyla erteledi. Yani fiilen cezasız bırakıldı.
Yerlikaya bu süreçte maaş almaya, devlet kademelerinde yüksek pozisyonlarda yer almaya devam etti. Kendisine ödenen maaşlar geri istenmedi, kamu görevinden el çektirilmedi.
AYNI HUKUK MU, AYRICALIKLI YARGI MI?
Şimdi ise henüz mahkeme kararı dahi bulunmayan, iddia aşamasındaki bir dosya nedeniyle Ekrem İmamoğlu hakkında siyasi yasak ve hapis cezası isteniyor. Bu durum, özellikle sosyal medyada büyük tepki topladı. Kullanıcılar,
“Birinde tescilli sahte diploma ve sıfır ceza, diğerinde şüpheli iddia ve siyasi linç. Hukuk kimin için var?” sorusunu gündeme taşıdı.
YERLİKAYA HÂLÂ GÖREVDE
Sahte lise diploması kararı kesinleşmiş olan Yerlikaya, bugün hâlâ Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Aynı zamanda AKP’nin seçim dönemlerinde aktif kampanya figürlerinden biri olarak yer alıyor.
İBB Başkanı İmamoğlu’nun hakkında henüz kesinleşmiş hiçbir hüküm yokken, siyasi yasak tehdidiyle karşı karşıya bırakılması ise “yargı eliyle siyaset mühendisliği” yorumlarına neden oldu.