Ömer Murat yazdı I Alonso’yla birlikte her şey değişti: Arda’nın parladığı gece

İşin bence daha da ilginci Alonso’nun Arda’ya verdiği büyük rol: Ancelotti onu kanatta oynatıyordu, hiçbir zaman da liderlik rolü vermemişti. Alonso ise ondan Real Madrid’de adeta Milli Takımdaki gibi klasik bir 10 numara gibi oynamasını istiyor. Görünen o ki...

Xabi Alonso ne kadar iyi bir teknik direktör olduğunu Almanya’daki kariyerinde zaten ortaya koymuştu. Bayer Leverkusen makus talihini onunla yendi ve kulüp tarihinde ilk kez lig şampiyonu olmayı başardı.

Real Madrid’de göreve başlar başlamaz Arda’yı ilk 11’e almasıyla da ustalığını bir kez daha konuşturmuş oldu.

Carlo Ancelotti döneminde Arda çoğunlukla yedekteydi. Geçen sezon 43 maça çıktı ve maç başına ortalama 41 dakika oynadı.

Oysa Alonso’yla birlikte her şey değişti. Külupler Dünya Kupası’nda Alonso onu sadece ilk maçta El-Hilal karşısında ilk 11’e almadı, orada da ikinci yarıda oyuna soktu. Fakat sonraki tüm maçlarda ilk 11’deydi.

Dün akşam FIFA Kulüpler Dünya Kupası’nda çeyrek finalde Real Madrid, B. Dortmund’la karşılaştı. Maç öncesi yapılan basın toplantısında Alonso, Arda hakkında özetle şöyle dedi: “Reaktif değil, öngörülü hareket etmesi lazım, o zaman rakibini fiziksel olarak alt etmek zorunda kalmaz. Arda’nın bu öğrenme sürecinde hatalar yapacağını biliyoruz, ama aynı zamanda iyi şeyler de yapacak. Bu, Arda’nın gelişmesi ve ilerlemesi için yatırım yapabileceğimiz bir dönem. O iyi iş çıkarıyor ve biz de olgunlaşması için onu teşvik etmeye devam ediyoruz. Bu süreçte hatalar da yapabilir. Bunu kabul etmek gerekir, Arda’nın önemli bir oyuncu olmasını istiyorsak, gelişiminin bir parçası da budur.”

Yani “Arda’nın henüz tam hazır olmadığını biliyorum, ama bu riski alacağım, ona yatırım yapacağım” dedi.

İşin bence daha da ilginci Alonso’nun Arda’ya verdiği büyük rol: Ancelotti onu kanatta oynatıyordu, hiçbir zaman da liderlik rolü vermemişti. Alonso ise ondan Real Madrid’de adeta Milli Takımdaki gibi klasik bir 10 numara gibi oynamasını istiyor. Görünen o ki, Alonso, Arda’nın Türk Milli Takımı’nda özellikle son Avrupa Kupası’nda gösterdiği performanstan etkilenenler arasındaymış.

Nitekim Arda da onu şimdiye kadar utandırmadı, dünkü maçta iki çok güzel asistle takımının 3-2 galip gelerek tur atlamasını sağlayan oyuncu oldu.

Arda, Madrid’in ilk golünün asistini yaptı, ikinci golün o harika hazırlanışında rol aldı. Madrid ilk yarıyı böylece 2-0 önde bitirdi, ama ikinci yarının sonlarına doğru Dortmund Alman takımlarında görmeye alıştığımız şekilde maça var gücüyle asılarak Madrid’i sıkıştırmaya başladı, o dakikalarda Madrid oyundaki hakimiyetini kaybeder gibi oldu, Dortmund bir de golü bulunca Madrid soğuk terler dökmeye başlamıştı ki Arda yine sahneye çıktı, yaptığı muhteşem asistini Kylian Mbappé aynı güzellikte gole çevirdi.

Maçın kahramanı hiç şüphesiz Arda’ydı, istatistikler de bunu ortaya koyuyor. Sadece iki golün asistini yapmakla kalmadı, takımının en çok top süren, en fazla topla buluşan oyuncusuydu. Pas isabet oranı yüzde 96, ikili mücadelelerde başarısı yüzde 67 seviyesinde.

Arda önceki maçta Bellingham’la sahada bir tartışma yaşadı. Alonso sanki Güler ve Bellingham’dan maç içerisinde devamlı yer değiştirmelerini istiyor. İspanyol basınında yazanlar doğruysa o tartışmada Alonso, Arda’yı haklı bulmuş, maç sonunda kendisiyle özel bir konuşma yaparak Bellingham’ı uyarmış. Arda’nın birdenbire aldığı liderlik rolüne, onunla devamlı pozisyon değiştirme görevi verilen Bellingham hemen alışamamış gibi.

Peki Alonso neden böyle bir taktik uyguluyor? Yani neden bu iki oyuncunun devamlı yer değiştirmesini istiyor? (Ya da bana öyle geliyor, çünkü başka türlü aralarındaki rol dağılımını açıklayamıyorum.) İşin uzmanı olmadığım için ihtiyatlı bir şekilde şu tespiti yapacağım: Galiba bu şekilde rakip savunmanın onları kilitlemelerini önlemeye çalışıyor.

Alonso maç sonunda yaptığı açıklamada, Arda’ya yaptığı yatırımdan hemen geri dönüş alıyor olmasının mutluluğunu saklamayarak onun hakkında mealen şöyle dedi. “Rakip takım için çok tehlikeli bir oyuncu, eksiklikleri olsa da yedek kulübesindeki oturtulacak biri değil, oynadıkça daha iyi olacak, eksiklerini de kapatacak.”

Real Madrid’in yarı finaldeki rakibi, Şampiyonlar Ligi’nin son şampiyonu Paris Saint-Germain olacak. Önceki yılki şampiyonu da Real Madrid’di. Büyük bir kapışma olacağından hiç kuşku yok. Şimdiye kadarki performansı Arda’nın o maçta da ilk 11’deki yerini garantiledi.

Alonso’nun da işaret ettiği gibi Arda, Real Madrid’in orta sahasında Luka Modrić gibi bir rolü üstlenmek için henüz tam hazır değil, hala savunması öyle bir rolün gerektirdiği kadar güçlü değil, ama çok çalıştığı, kendisini devamlı geliştirdiği de görülüyor.

Dün akşam Arda bir kez daha herkese yıldız oyuncu kumaşına sahip olduğunu gösterdi. Böylece bana ilk (belki de son) futbol yazımı da yazdırmış oldu. Yolu açık olsun!

Haberi Paylaş