Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) yönettiği İçişleri Bakanlığı’nın sınır kontrollerinde sığınmacıların geri çevrilmesi uygulamasına açıkça karşı çıktı. WDR’nin organize ettiği ve ARD-Morgenmagazin’de yayımlanan programda konuşan Merkel, “Bir kişi Alman sınırında ‘sığınma talebim var’ diyorsa, o kişiye mutlaka bir başvuru süreci sağlanmalı. İster doğrudan sınırda olsun, fark etmez” dedi. Merkel, bu yaklaşımın Avrupa hukukunun temel prensiplerinden biri olduğunu vurguladı.
“AFD’NİN GÜNDEMİNE TESLİM OLMAYALIM”
Merkel konuşmasında, sığınmacı politikalarının şekillendirilmesinde aşırı sağcı AfD’nin etkisine karşı da uyarılarda bulundu. “Sürekli AfD’yi konuşup onların gündemini kabullenemeyiz. Evet, yasa dışı göçle mücadele edilmeli ama bu mücadele değerlerimizi terk ederek yapılmamalı,” ifadelerini kullandı.
HÜKÛMETTEN SAVUNMA: GÜVENLİ ÜLKELERDEN GELİYORLAR
Merkel’in bu çıkışına yanıt, Başbakanlık Dairesi Başkanı Thorsten Frei’dan geldi. Frei, ARD’ye verdiği demeçte, “Eğer biri Avrupa’da daha önce sığınma aldıysa ya da güvenli ülkelerden geçerek Almanya’ya geldiyse, bu kişi artık bir mülteci değil, sadece ülke değiştirmiş biridir,” diyerek sınırdaki geri çevirmeleri savundu.
Frei ayrıca, Merkel’in 2015’teki meşhur “Başaracağız” sözünü doğru ama dönemin şartlarına uygun bulduğunu, günümüzde ise göçü sınırlamak için daha fazlasının yapılması gerektiğini söyledi.
YARGIDAN HÜKÛMETE UYARI: BU KARARLAR GÖRMEZDEN GELİNEMEZ
Berlin İdare Mahkemesi’nin, Polonya’dan gelen üç Somalili sığınmacının Almanya’ya girişte geri çevrilmesini hukuka aykırı bulmasının ardından başlayan tartışmalar sürüyor. Federal İdare Mahkemesi Başkanı Andreas Korbmacher, kararın sadece bireysel bir örnek olarak değerlendirilmesini eleştirerek, “Bu kararlar hafife alınamaz. Eğer benzer kararlar devam ederse, hem Başbakan hem de İçişleri Bakanı mevcut tutumlarını gözden geçirmek zorunda kalabilir,” dedi.
PRO ASYL’DEN AİLE BİRLEŞİMİ KARARINA TEPKİ
Öte yandan sığınmacı hakları savunucusu Pro Asyl, Federal Meclis’in “ikincil koruma” statüsüne sahip kişilerin aile birleşimini iki yıl askıya alma kararına sert tepki gösterdi. Kurumun yöneticisi Karl Kopp, bu düzenlemenin geriye dönük uygulanamayacağını ve hukuken sorunlu olduğunu belirterek, “Bu insanlar Almanya’ya gelirken ailelerini getirebileceklerine inanıyorlardı. Şimdi umutlarını ellerinden almak hem hukuka hem insanlığa aykırı,” ifadelerini kullandı.