HDP’li 21 kadın vekilden ‘çocuk istismarı’ için araştırma önergesi

ANKARA – HDP’nin TBMM Grubu’ndaki bulunan tüm kadın milletvekilleri çocuk istismarının önlenmesi amacıyla hazırladıkları araştırma önergesini Meclis Başkanlığı’na sundular. Kadın vekiller ayrıca Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un yanıtlanması istemiyle çocuk istismarını meşrulaştıran söylemlerdeki artış ve çocukların içinde bulunduğu riske dikkat çektikleri soru önergelerini Meclis’e verdiler.

Araştırma önergesi gerekçesinde, “Türkiye, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tarafı olup, devletin çocuklara dair sorumluluğu gereği; cinsel istismara karşı çocukları korumak, istismarı engellemek, tedbirler geliştirmek ve çocukların çocuk olmaları nedeniyle sahip oldukları haklarını teslim etmek gibi zaruri görevleri mevcuttur. Ancak giderek artan istismar vakalarının yanı sıra iktidara yakın kesimlerin istismarı meşru gösteren söylemleri, devletin hala çocukları koruma yükümlülüğüne uygun hareket etmediğinin açık bir göstergesidir. Nitekim İstanbul Aydın Üniversitesi’nden bir profesörün katıldığı bir televizyon programında 12 yaşın doğurmak için en ideal yaş olduğunu savunan sözleri de bu eksende bir zihniyetin de dışavurumu olması bakımından turnusol işlevi görmektedir. İktidara yakın olan yayın organlarının bu tür ifade ve yaklaşımları desteklemesi meselenin derinlikli bir şekilde incelenmesini gerekli kılmaktadır” ifadelerine yer verildi.

“Siyasi erkin dolaysız, yargı erkinin ise dolaylı yoldan istismarcılara yönelik koruyucu tavrı; okullarda, öğrenci yurtlarında/evlerinde ve kendi evlerinde cinsel istismara maruz kalan çocukların mağduriyetlerini artırırken, istismara maruz kalmayan çocukları da güvenceden yoksun bırakmaktadır” denilen araştırma önergesinde, cinsel istismar ve tecavüz faillerinin mağdur ile evlenmesi halinde cezai yaptırımın ortadan kaldırılacağına ilişkin bir takım düzenlemeler yıllardır parlamento gündemine sokulduğu vurgulandı.
Gerekçede, şöyle denildi: “Ancak bu meselenin daimi olarak yasama organının önüne getirilmesi açık bir tehlikedir. Bu konuya dair işaret fişeği, yaklaşık 4 yıl evvel, AYM’nin TCK’nin 103 üncü maddesinde yer alan çocuklara istismarı düzenleyen ve bir yaş sınırı aramayan düzenlemenin iptaline ilişkin kararı ile atılmıştır. AYM tarafından verilen bu iptal kararının istismar faillerini koruduğu açıktır. Konuyu ülke gündemine taşıyan Bafra Ağır Ceza Mahkemesi ile ilgili hükmün iptali kararını veren AYM’nin çocuk istismarı konusunda tehlikeli bir yaklaşım sergilemiş ve evrensel hukuk normları ile bağdaşmayan uygulamaları gündeme getirmiş olması; meselenin mahkemeler nezdinde hangi ölçüde algılandığı bakımından da önemlidir. Mahkemelerin erkek egemen bakış açısıyla imza attığı bu tür kararların temelinde, çocuk ve kadınlara yönelik ayrımcılık olduğu son derece açıktır. İktidarın sürekli olarak bu konuyu gündeminde tutması da; çocukların istismara ve mağduriyete açık hale gelmelerine yol açmaktadır. Ensar Vakfında yaşanan elim hadisenin ardından, aileden sorumlu bir bakanın ‘bir kereden bir şey olmaz’ şeklindeki yaklaşımı iktidarın çocuklara olan bakış açısını göstermekte ve büyük bir tehlikeye de işaret etmektedir. Bu yaklaşım, bir kısım insanı çocuk istismarını destekleyen sözler sarf etmek konusunda cesaretlendirmektedir.”

Haberi Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir