Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Nureddin Nebati’den koltuğu devraldığı günden bugüne neredeyse iki yıl geride kaldı. Resmî enflasyon hâlâ yüzde 38. Döviz rezervleri altın etkisi hariç tutulduğunda yine ekside.
Faiz oranı ise, iki yıl öncesinin 7 katı. Bir şirketin yüzde 60’ın altında kredi bulması Zümrüd ü Anka’yı görmek kadar imkânsız.
Hazine kriz yılları 90’lara döndü. Faiz ödemesi ana para ödemesini geçti. Kamu borç stoku 11 trilyon Türk Lirası (TL). Ödenecek faiz ise, 9 trilyon TL.
EN YÜKSEK FAİZİ ÖDEMEK BİLE ÇARE OLMADI
Türkiye ekonomisi 1994 ve 2001 krizlerinin bile ötesinde bir riskle karşı karşıya. Kriz değil, çöküş tehlikesi…
Merkez Bankası‘nın (TCMB) sadece 2 ayda 58 milyar doları arka kapıdan satması tek başına kriz işaretidir.
Türkiye’nin bir aylık ithalat bedeli kadar dahi dövizden mahrum yola devam etmesi her nevi dış müdahaleyi açık hâle getirdi.
Suriye’de olup bitenlere, PKK ile masaya oturulmasına bir de bu zaviyeden bakıldığında muzaffer bir Saray’dan öte teslim-i silah etmiş bir Saray berrak şekilde görülecektir.
85 milyonun vergileri faiz lobisine oluk oluk akıtılırken biriktirilen dövizi AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en kuvvetli rakibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hapse atmak uğruna feda ettiler.
Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayını bertaraf etmek için bütün düğmelere bastı. Kendi ikbali namına seferberlik ilan etti. Kendi açtığı cepheye de döviz rezervlerini sürdü.
AKP FAİZDE ARJANTİN’İ GEÇTİ
Yüzde 49 faiz oranıyla dünyanın en yüksek faiz veren ekonomisi Türkiye; ekonomik krizle mücadele eden Arjantin’i (40) bile geride bıraktı. Üç yıldır Ukrayna cephesinde savaşan Rusya’da faiz yüzde 16.
Nobel ödüllü iktisatçı Paul Krugman’ın Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için “Rezervleriniz dış borç ödemelerinizin altına düştüğünde artık kriz değil çöküş konuşulur.” ikazı Şimşek için bir anlam ifade ediyor mu?
Erdoğan’ın anayasa telaşı ile Mehmet Şimşek’in Londra’daki ortaklık skandalı gösteriyor ki AKP’nin öncelikleri vatandaşın can yakan önceliklerinden farklı.
AHMET BEY’İN ZORLU GÜNLERİ
Yandaş şirketler bile batıyor. Zorlu Holding’in patronu Ahmet Nazif Zorlu, Erdoğan’ın gözüne girebilmek için elektrikli otomobil projesi TOGG’un beş ortağından biri oldu. TOGG’un sadece geçen seneki zararı 10,4 milyar TL.
Zorlu’nun bankalara 4,9 milyar dolar borcu var. Vestel Beyaz Eşya AŞ ilk üç ayda 1,1 milyar TL, Vestel Elektronik AŞ 5,1 milyar TL ve Zorlu Enerji 3,3 milyar TL zarar etti. Özkaynaklar erirken, hisse fiyatı da yüzde 60’tan fazla eridi. Zorlu hem Vestel’den hem de Zorteks’ten işçi çıkarıyor. Sadece Vestel’den 2 bin kişi çıkarıldı.
Zorlu Alışveriş Merkezi’ni (AVM) de satması için alacaklı bankaları Ahmet Bey’e mühlet verdiği söyleniyor. Borsa’nın borç rekortmeni şirketleri arasında devasa şirketler var.
Osmanlı’nın son dönem sadrazamlarından Mustafa Reşid Paşa’nın “Hazine boşaldığında tedbirler de tükenir.” tespiti neredeyse iki asır sonra bir kere daha teyit edildi.
HAZİRANDA SEYREYLEYİN GÜMBÜRTÜYÜ!
19 Haziran’da faiz karar verilecek. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın önünde zorlu bir tercih var:
1) Faizi indirimi (250-300 baz puan) ile vanayı gevşetmek. Ancak bu kararın bir bedeli olacak. Dolar 50 TL’ye tırmanabilir
2) Faizi tarihdeki en yüksek seviyede sabit tutmak. Böyle bir tercih iktisadî faaliyetteki daralmayı derinleştirebilir ve ekonomik kriz beklerken, her şey bir anda çökebilir.
Hazine’nin faiz ödemelerinin anaparayı geçmesi, 1990’ların kısır döngüsünü hatırlatıyor.
Siyasî belirsizlikleri ve jeopolitik riskler zirvede iken, yatırımcılar nelere dikkat etmeli?
Hepsinden evvel lüzumsuz yere harcama, borçlanma. Paran varsa, mümkünse döviz ve altın al.
1) Doların 45-50 TL bandına hazırlıklı olun.
2) Altın yatırımlarında 3 bin 500 doların üzerinde yeni rekorları takip edin.
3) Borsa’dan uzak durun. Hele hele yüksek borçlu şirketlerden tamamen uzak durun.
4) Kripto piyasasında dalgalanma ve yüksek risk devam edecek.
5) Barınma maksatlı ev ihtiyacı olan bugünden tezi yok soluğu Tapu Sicil Müdürlüğü’nde almalı.
ERDOĞAN’IN ÖNCELİĞİ KENDİSİNE ÖZEL ANAYASA
Gemiler limanda güvendedir; ancak gemiler için liman değil, açık denizler için inşâ edilmiştir. Türkiye gemisi limana yanaşabilse de limandan ayrılıp ayrılamayacağı meçhul.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 1 Temmuz’da tatile çıkmadan Erdoğan son kozlarını haziranda masaya sürecek. Her ne kadar “Aday olmak gibi bir derdim yok.” dese de ne kadar “İstemem, yan cebime koy.” diyen bir siyasetçi olduğunu anlamak isteyen son 10 senenin arşivlerine bakabilir.
Demokrasiye dönüş ve köprüden önceki son çıkış için halk bu dönemde bir tercihte bulunacak. Halk çöküşün fâili iktidara daha fazla kredi tahsis ederse, en kötüsü henüz gelmemiş demektir.
Türkiye’nin 12 ay içinde ödemesi gereken dış borç 235 milyar dolar. Döviz borcu için yıllık yüzde 9 faiz ödeniyor. Bütçede 4 ayda faize 750 milyar TL gitti.
TCMB için 19 Haziran’da faiz inse de kriz inmese de kriz. İnerse dolar fırlayacak. Yüzde tabelada yüzde 46, kasada yüzde 49 oranı aşağı çekilmezse iflas ve konkordato patlaması an meselesi.
Her tercih aynı zamanda bir vazgeçiştir. Sıfırı tüketmiş bir iktidar karşısında eski ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’in şu sözleri ne kadar da manidar: “Korkunun kendisinden başka korkulacak bir şey yoktur.”
İletişim için:
BlueSky: @turhanbozkurt.bsky.social
YouTube: https://www.youtube.com/turhanbozkurt
X/Twitter: @turhanbozkurTV
Facebook: https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/
e-Posta: [email protected]