Fitch’ten Türk bankalarına şartlı yeşil ışık

Fitch: Türk bankalarının görünümü nötr. İç piyasa dalgalanması kâr marjı beklentisini azalttı, aktif kalite yakından izleniyor. Riskler yönetilebilir ama dikkat şart.

Fitch Ratings Bankalar Direktörü Ahmet Emre Kılınç, Türk bankacılık sektörünün nabzını tuttu. Son gelişmeler ve yılın ikinci yarısına dair beklentileri masaya yatıran Kılınç, hem iç piyasa dinamiklerinin hem de küresel ticaret politikalarının bankalar üzerindeki etkilerine dikkat çekti.

Özellikle faiz hareketleri ve aktif kalitesinin yakın markaja alındığı bu dönemde, Türk bankalarının yol haritası nasıl şekilleniyor?

FAİZ BEKLENTİSİ ERTELENDİ

Mart ayı öncesinde faiz oranlarındaki düşüşle birlikte bankaların faiz marjlarında bir artış beklentisi vardı. Ancak Kılınç’ın da belirttiği gibi, iç piyasada yaşanan son dönemdeki oynaklık, bu olumlu beklentiyi bir miktar öteledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası‘nın politika faizini yüzde 46’ya çıkarması ve bankaları yüzde 49’dan fonlaması, bu ertelemenin temel nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.

NET FAİZ MARJI

Yıl sonunda yüzde 33 gibi daha düşük bir politika faizi öngören Kılınç, bu durumun bankaların net faiz marjlarını destekleyeceğini düşünüyor. Ancak bu iyileşmenin, yıl başında yapılan tahminlere göre daha sınırlı kalacağı vurgulandı. Yüksek faiz ortamının risk maliyetlerini artırması da sektördeki önemli dinamiklerden biri.

AKTİF KALİTESİ MERCEK ALTINDA

Kılınç, yılın ikinci yarısı için bankaların aktif kalitesini daha yakından izlediklerini belirtti. Şu an için risklerin yönetilebilir olduğunu düşündüklerini ifade eden Kılınç, Türk bankalarının görünümüne ilişkin sene başındaki “nötr” beklentilerini koruduklarını aktardı.

Bankacılık sektörünün faaliyet ortamı skoru da pozitif seyrini sürdürüyor. Kârlılıkta bu yıl daha iyi bir performans beklense de, piyasadaki son oynaklıkların bu pozitif gidişatı bir miktar sekteye uğrattığına dikkat çekiliyor. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) de bu oynaklık döneminde yükselmiş ancak sonrasında 300 baz puan seviyelerine gerilemiş durumda.

DIŞ FİNANSMAN ERİŞİMİ

Türk bankalarının yüksek miktardaki kısa vadeli dış borcu, uzun süredir gündemde olan bir refinansman riski oluşturuyor. Ancak Kılınç, geçen yıl bankaların yurt dışı finansmana erişiminin oldukça güçlü olduğunu hatırlattı.

Eurobond ve sermaye benzeri kredi ihraçlarının yanı sıra, Mart ayından bu yana sendikasyon kredilerinin yüzde 100’ün üzerinde yenilenmesi, bankaların dış finansmana ulaşımının devam ettiğini gösteriyor. Uzun vadeli tahvil ihraçlarında ise maliyetlerin belirleyici olması nedeniyle bir yavaşlama yaşandığı ve bankaların uygun ortamı beklediği belirtiliyor.

KÜRESEL ETKİLER SINIRLI

Küresel gelişmelerin de Türk bankacılık sektörü üzerindeki dolaylı etkileri olabileceğine değinen Kılınç, ABD’deki faiz politikaları, jeopolitik riskler ve gümrük tarifelerinin bu etkileşimde rol oynayabileceğini ifade etti. Ancak özellikle gümrük tarifelerinin Türk bankacılık sektörü üzerindeki doğrudan etkisinin oldukça sınırlı kalacağı düşünülüyor.

 

Haberi Paylaş