Fenerbahçe’yi şampiyonluğa taşıyan Jasikevicius’un hikayesi

Fenerbahçe’yi 2025’te hem Türkiye hem Avrupa şampiyonu yapan Sarunas Jasikevicius, EuroLeague’de yılın antrenörü seçildi. Baştan sona bir lider hikayesi.

Oyunculuk yıllarında da ter döktüğü Fenerbahçe Beko‘yu, 2025’te hem Türkiye’nin hem Avrupa’nın zirvesine taşıdı. Sadece kupalar kazanmadı; bir felsefe, bir karakter, bir duruş inşa etti. Sarunas Jasikevicius’un kariyerinden hayat derslerine, taktik ustalığından insanî dokunuşlarına uzanan bir portre…

Sarunas Jasikevicius, basketbolun şiirle kurduğu nadir ittifaklardan biridir. Oyunculuk kariyerinde Maccabi Tel Aviv’den Barcelona’ya, Panathinaikos’tan Fenerbahçe’ye uzanan yolculuğunda, Sarunas hep aynı şeyi yaptı: Takımı zihinle yönetmek. Sayılardan çok duygularla oynadı. İstatistiklerle değil, anın ruhuyla kazandı. Zekâsı, oyun vizyonu, liderliği… Onu parkenin üstünde bir sanatçıya dönüştürdü. Belki en çok Maccabi’de parladı, Panathinaikos’la doruğa çıktı, Barcelona’da Avrupa’nın en iyilerinden biri oldu. Ama Fenerbahçe formasıyla yaşadığı kısa ancak anlamlı dönem, onun İstanbul’la bağını çoktan kurmuştu.

Yıllar geçti. Parkelerin filozofu, tebeşir tozunun, tahta kaleminin, taktik tahtasının başına geçti. Oyuncu olarak şekillendirdiği ruhunu, koçlukta yeni bir ifadeye dönüştürdü. Ve bir gün, kader yeniden Fenerbahçe ile onu buluşturdu.

2025 BAHARINDA BİR RÜYA GERÇEK OLDU

2025 yılı… Sarunas Jasikevicius’un sadece bir koç olarak değil, bir lider, bir mimar ve bir ruh çağırıcı olarak yeniden doğduğu yıl.

Türkiye Kupası, sezonun ilk yankısıydı. Takım hâlâ inşa halindeydi ama onun sistemine teslim olmuştu. Ligdeki galibiyet serileri, oyuncularla kurduğu o görünmez ama sarsılmaz bağın bir yansımasıydı. Ve sonra geldi o büyük gece… Berlin’deki EuroLeague Final Four’da sahneye çıktılar. Fenerbahçe, tıpkı koçlarının zihni gibi disiplinli, tıpkı onun kalbi gibi cesur oynadı.

O gece sadece bir kupa kaldırılmadı. O gece Jasikevicius, yıllar önce formasını terlettiği kulübüne, bu kez aklını, emeğini ve kaderini vererek döndü.

Başarıları sadece kupalarla sınırlı kalmadı; Jasikevicius, 2025 sezonunda EuroLeague’de “Yılın Antrenörü” ödülünü kazanarak Avrupa basketbolunun en prestijli isimlerinden biri olduğunu da tescilledi.

BASKETBOLUN DA ÖTESİNDE

Sarunas Jasikevicius yalnızca bir basketbol aklı değildir; o aynı zamanda bir hayat öğretmenidir. 2017 yılında Zalgiris Kaunas’ın başındayken yaşanan bir olay, onun sadece spor değil, insanlık dersi veren karakterini gözler önüne sermiştir.

Yarı final oynadıkları dönemde takımının önemli oyuncularından Augusto Lima, çocuğunun doğumu için maçtan ayrılmak ister. Bir basın mensubu, Lima’nın takımı bırakıp gitmesini eleştiren bir soru yöneltir Jasikevicius’a.

Ve Jasikevicius, herkesin önünde şu sözleri söyler: “Sen hiç çocuk sahibi oldun mu? Bu, hayatın en özel anıdır. Oyuncumun o anda yanında olmak istediği yegâne yer, ailesinin yanıdır. Oyunun adı ‘basketbol’. Ama hayatın adı ‘hayat’. İnsanlar, çocuğunun doğumunu sadece bir kez yaşar. Ama biz burada yüzlerce maç yapıyoruz. O bir anı kaçırmamalı. Eğer oyuncum gidip çocuğunun doğumunu izlemek istiyorsa, ben de onu desteklerim. Çünkü ben onun sadece koçu değil, onun insan oluşunun da bir parçasıyım.”

Bu söz, yalnızca bir teknik direktörün değil, bir insanın kalbinden süzülen cevaptı

BİR AKIL USTASI, BİR DURUŞUN TEMSİLCİSİ

Jasikevicius’un koçluğunda öne çıkan yalnızca taktik dehası değil. Onun asıl gücü, modern basketbolu bir ritüele çevirmesindedir. Oyuncularına her pozisyonda karar vermeyi değil, düşünmeyi öğretir. Her mola, onun için bir felsefi duraktır. Her idman, bir kişilik inşası. Disiplinden taviz vermez ama anlayıştan da uzak durmaz.

Sert görünür, çünkü zaferin pamukla değil, emekle örüldüğünü bilir. Oyuncularına sadece maç kazandırmaz, özgüven kazandırır. Fenerbahçe gibi büyük bir camiayı yeniden Avrupa’nın zirvesine çıkarırken, aynı zamanda bir takımın ruhunu da inşa etti.

VE ŞİMDİ: SARI-LACİVERT BİR EFSANENİN BAŞLANGICI MI?

Tarihe geçmek kolay değildir. Ama bazıları yalnızca tarih yazmaz, geleceğe yön çizer. Jasikevicius, artık Fenerbahçe tarihinde yalnızca bir oyuncu değil, bir mimar olarak anılacak.

Sarı-lacivertli formaya hem terini hem zekâsını hem de kalbini veren bu adam, belki de yeni bir dönemin başlangıcını yaptı. Belki bu yalnızca ilk sezondu. Ama bizler, bir basketbol dehasının bir kulüple kader ortaklığına girişine tanık olduk.

Ve belki de en güzel cümle şudur: Bazı koçlar kupa kazandırır, bazıları ise ruh.

Haberi Paylaş