Gazeteci Fehmi Koru: "Gizemin çözümü, konuşmanın Öcalan, onun Meclis’e gelmesi veya PKK’ya yeniden silah bırakma çağrısında bulunması bölümlerinde değil. Çözüm, Devlet Bahçeli’nin konuşmasının ‘umut hakkı’ ile ilgili cümleciğinde."
Gazeteci Fehmi Koru, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin DEM'e uzattığı el ve PKK lideri Abdullah Öcalan'a yönelik "Meclis'e gelsin, örgütün lağvedildiğini açıklasın" çağrısıyla başlayan yeni süreçte CHP'li Esenyurt Belediyesi'ne kayyım atanmasıyla ortaya çıkan yeni tartışmalar hakkında "gizemi çözdüm" dedi.
"Gizemin çözümü, konuşmanın Öcalan, onun Meclis’e gelmesi veya PKK’ya yeniden silah bırakma çağrısında bulunması bölümlerinde değil" diyen Koru, "Öcalan, gönderdiği mektup ve görevlendirdiği kardeşi ile, on yıl kadar önce, PKK’ya, “Silahları bırakın” tavsiyesinde bulunmuştu zaten. Çözüm, Devlet Bahçeli’nin konuşmasının ‘umut hakkı’ ile ilgili cümleciğinde" ifadelerini kullandı.
Hükümetin yargı paketine ‘umut hakkı’ tanıyan bir madde eklemeyi düşündüğünü belirten Koru, "Tarife uyabilecek konumda tek bir kişi var cezaevlerinde: Abdullah Öcalan… Yeni düzenlemeden bir tek o yararlanabileceği için tepkiler gelebilir düşüncesiyle, MHP’den bu konuda yardım talep edilmiş, MHP lideri de yardımı böyle yerine getirmiş olabilir" dedi.
Fehmi Koru'nun Karar'daki yazısı şöyle:
"Tam anlamıyla gizemli bu durumun çözümü için, Agatha Christie’nin ünlü dedektifi Hercule Poirot’nunki gibi gri beyin hücrelerine ihtiyaç var.
Poirot’luk iddia edemem, ama iyi bir Christie okuyucusu olarak onun tekniğine vakıfım. Gizemi ortadan kaldırmak amacıyla, elde büyüteç şu 15 günde yaşadıklarımızı yeniden gözden geçirdim.
Sonunda hiç değilse kendim için gizemi çözebildiğimi sanıyorum.
Gizemin çözümü, konuşmanın Öcalan, onun Meclis’e gelmesi veya PKK’ya yeniden silah bırakma çağrısında bulunması bölümlerinde değil.
Öcalan, gönderdiği mektup ve görevlendirdiği kardeşi ile, on yıl kadar önce, PKK’ya, “Silahları bırakın” tavsiyesinde bulunmuştu zaten.
Çözüm, Devlet Bahçeli’nin konuşmasının ‘umut hakkı’ ile ilgili cümleciğinde.
Ne denilmişti, okuyalım:
“Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, 'umut hakkı'nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.”
Gizemi çözmeme yardım eden cümlecik şu: “Umut hakkıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.”
Herhalde, Bahçeli kullanıncaya kadar ‘umut hakkı’ kavramını içimizde bilen pek yoktu.
‘Umut hakkı’, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin (AKBK) Türkiye’den yasalaştırılmasını istediği ve bu konuda Ankara’dan gelen itirazların hepsini teker teker reddederek talebinde ısrar ettiği bir düzenleme.
En son, 19 Eylül 2024 tarihli toplantısında, AKBK, Türkiye’ye bir yıl daha süre tanımış.
Son süre.
Nedir ‘umut hakkı’?
‘İdam’ cezası kaldırılınca onun yerini alan ‘ağırlaştırılmış müebbet’ cezasına çarptırılmışlar ölünceye kadar cezaevinde kalmak durumundalar. Cezalarında indirime gidilmiyor, ne sebeple olursa olsun cezaevinden çıkmalarına izin verilmiyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) birden fazla gerekçeyle bu uygulamanın yanlış olduğu kararını vermişti. AKBK de üye ülkelerden cezaevlerinde 30 yıl kalanlara böyle bir hak tanınmasını istiyor.
Hükümet herhalde üzerinde çalışılan yargı paketine ‘umut hakkı’ tanıyan bir madde eklemeyi düşünüyor.
Tarife uyabilecek konumda tek bir kişi var cezaevlerinde: Abdullah Öcalan…
Yeni düzenlemeden bir tek o yararlanabileceği için tepkiler gelebilir düşüncesiyle, MHP’den bu konuda yardım talep edilmiş, MHP lideri de yardımı böyle yerine getirmiş olabilir.
Ben bu yazıda yanılma hakkımı kullandım."