Türkiye’de bugün iki farklı enflasyon tablosu açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK)‘e göre haziran ayı yıllık enflasyonu yüzde 35,05. Bağımsız akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu(ENAG)’a göre ise bu oran yüzde 68,68. Arada neredeyse iki kat fark var. Bu fark sadece rakamsal değil, aynı zamanda güven meselesi haline geldi. Vatandaş ise her gün markette, pazarda, fatura öderken hissettiği hayat pahalılığının ENAG rakamlarına daha yakın olduğunu söylüyor.
MAAŞ ZAMLARI TÜİK’E GÖRE
TÜİK’in açıkladığı düşük enflasyon oranı sadece istatistik değil; milyonlarca emekli ve memurun maaş zammını da belirliyor. Bu ay içinde açıklanması beklenen memur ve emekli zam oranları da yine TÜİK verileri baz alınarak hesaplanacak. Ancak pazardaki, çarşıdaki zamlar, TÜİK’in yüzde 1,37’lik aylık artışını doğrulamıyor.
Bağımsız araştırmalar ve anketler, halkın önemli bir kısmının TÜİK verilerine şüpheyle yaklaştığını gösteriyor. Özellikle sabit gelirli yurttaşlar, market ve pazardaki zamlarla TÜİK’in verileri arasında büyük uyumsuzluk yaşandığını belirtiyor. “TÜİK çarşıya uğramıyor” esprisi, aslında bu güven kaybının bir özeti.
ENAG VERİLERİ GERÇEĞE DAHA MI YAKIN?
ENAG, TÜİK gibi devletle bağlantılı ya da siyasi baskı altında olmayan bağımsız bir oluşum. Verilerini şeffaf biçimde yayımlıyor ve hesaplama yöntemlerini detaylı olarak paylaşıyor. Bu nedenle birçok ekonomist, muhalif siyasetçi ve gazeteci ENAG verilerinin çarşı-pazarla daha uyumlu olduğunu savunuyor.
VATANDAŞ NE DİYOR?
Sosyal medyada TÜİK’in rakamları yine tepkilere neden oldu. “TÜİK enflasyonu yüzde 1,37 diyor ama ben geçen ay aldığım her şey bundan çok daha pahalanmış durumda. Kira, elektrik, ekmek… Her şeye zam geliyor. Bu rakamlarla kimseyi kandıramazlar. ENAG en azından bizim hissettiğimiz hayat pahalılığını yansıtıyor. TÜİK’in marketini yıllardır arıyoruz ama bir türlü bulamadık.”
Bu gibi sokak tepkileri, halkın enflasyon konusunda TÜİK’e değil, yaşadığı gerçekliğe güvendiğini ortaya koyuyor.
TÜİK VERİLERİ SİYASİ Mİ?
TÜİK’in son aylarda açıkladığı düşük enflasyon oranları, memur ve emekli maaşlarının belirlenmesinde etkili oluyor. Ekonomistler, verilerin bilerek düşük gösterildiğini ve bu yolla kamu maliyetinin düşürülmeye çalışıldığını öne sürüyor. Bu da TÜİK’in tarafsızlığına dair soru işaretlerini büyütüyor.
Sokakta vatandaş TÜİK’e değil cebine bakıyor. Bu da halkın gözünde enflasyonun gerçekte çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ekonomide güvenin temel olduğu düşünüldüğünde, veriyle oynanmasının maliyeti sadece rakamlarda değil, toplumun devlete duyduğu inançta da kendini gösteriyor.