Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) belediyelere yönelik “Seçilmişlere yapılan bu eziyetten vazgeçilmelidir” sözleriyle operasyonlara tepki gösterdi.
CHP’li belediyelere yönelik devam eden operasyonlar kapsamında, cumartesi günü sabah saatlerinde gerçekleşen gözaltılara DEM Parti, “Seçme ve seçilme hakkının sürekli olarak tehdit altında tutulması, yalnızca siyasi partileri değil, Türkiye’nin toplumsal barış ve demokratik çözüm umudunu da hedef almaktadır” sözleriyle aynı gün içinde tepki geldi.
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından yapılan açıklamada, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ile Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili Ahmet Şahin’in gözaltına alınmasıyla ilgili olarak, “İktidarın muhalefeti bastırmak için yargı mekanizması başta olmak üzere tüm aygıtları seferber etmeyi sürdürdüğünün yeni bir adımı olmuştur,” değerlendirmesinde bulunuldu.
BASKILAR SİSTEMATİK HALE GELDİ
“Hukuk dışı uygulamalarla demokratik siyaset alanının daraltıldığına” değinilen MYK açıklamasında, halkın iradesinin hiçe sayıldığı vurgusu yapılarak, “Muhalefet ve yerel yönetimler üzerindeki baskılar sistematik hale getirilmektedir” denildi.
CHP’li belediyelere yapılan operasyonların “siyasi saiklerle” yürütüldüğünü savunan ve bu operasyonları kabul etmediklerini belirten DEM Parti, “Hukukun üstünlüğü ilkesinden sapılarak yapılan her türlü yargı müdahalesine karşı durduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Bir kez daha belirtiyoruz ki, hukuksuzlukları derinleştirerek en büyük zarar toplumsal barış umuduna verilmektedir. Barış ve demokratik toplumu inşa etme hedefinin bu yapılanlarla tartışılır hale getirilmesi kabul edilemez” açıklamasını yaptı.
MYK tarafından yapılan açıklamada yapılan operasyonlar için “irade gaspı” vurgusu yapıldı: “Türkiye’nin ve toplumun bugün ihtiyacı olan, antidemokratik uygulamalar yerine demokratikleşme adımlarının kararlılıkla atılması ve hukukun üstünlüğüne uygun davranılmasıdır. Bu tür irade gaspı uygulamalarına bir an önce son verilmesi gerektiğini yeniden vurguluyoruz. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı büyütmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Halk iradesine yönelen her türlü müdahaleye karşı duruyor, tüm toplumsal kesimleri ortak mücadeleye davet ediyoruz.”