Ekrem İmamoğlu'nu tutuklamanın faturası günden güne kabarıyor. 19 milyar dolarlık net rezerv, ithalatı finanse edecek kapasitenin çok altına indi. Türkiye’nin aylık ithalat bedelini bile karşılamaktan uzak. Dış finansman sağlanamazsa, TCMB’nin müdahale gücü tükenmek üzere.
19 Mart darbesinin faturası günden güne kabarıyor. Merkez Bankası’nın (TCMB) kendi çöküşünü kendisi ilan etti.
19 Mart’tan 7 Nisan’a kadar 42 milyar dolar tutarında döviz satan TCMB’nin net döviz rezervi 19 milyar dolara geriledi. TCMB Başkanı Fatih Karahan ile yardımcısı Cevdet Akçay arka kapıdan döviz satışında seleflerini mumla aratıyor.
Dolar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart sabahında 36 TL’den 41,10 TL’ye fırlamıştı.
BORSA İSTANBUL’U KAMU BANKALARI İLE TUTMAK MI?
Doları tekrar aşağı çekebilmek için sobaya odun atar gibi dolar satan TCMB, dolar/TL kurunu ancak 38’e kadar çekebildi. O gün bugündür kuru 37,99 ila 38,01 arasındaki iki kuruşluk aralıkta tutmak için 41 milyar dolar sobada küle döndü.
Diğer cenahta Borsa İstanbul’un lokomotif endeksi BİST 100’ü ayakta tutmak için Ziraat Yatırım gibi kamu bankalarının iştirakleri bavul bavul para taşıyor. Güya BİST 100’ü 9 bin puan üzerinde tutacaklar.
Hem Borsa’nın çökmesi hem de rezervlerin hızla erimesi, Türk Lirası’nı uçurumun kenarına sürüklüyor. İktisatçı John Maynard Keynes’in “Piyasalar, hükümetlerin sandığından daha uzun süre mantıksız kalabilir.” sözünü ya hiç duymamışlar ya da “Keynes de kimmiş!” diyorlar.
TCMB’NİN İKİ HAFTALIK DÖVİZ REZERVİ KALDI
TCMB’nin 42 milyar dolarlık satışı, günlük 2 milyar doları aşan bir müdahale hızına işaret ediyor. Net rezervin 19 milyar dolara düşmesi Türkiye’nin hariçten gelecek şoklara karşı savunmasızlığını gözler önüne seriyor.
Böyle devam etmeleri hâlinde iki haftalık döviz stoku kaldı. Yatırım dehası Warren Buffett’ın “Gelgit çekildiğinde kimin çıplak yüzdüğü anlaşılır.” vecizesi bugünlerde Türkiye’de bir kere daha teyit ediliyor.
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması, döviz talebini patlattı ve TCMB’yi arka kapı satışlarına zorladı. Resmi veriler, kamu bankaları üzerinden yapılan bu müdahalelerin rezervleri hızla tükettiğini ispat ediyor.
Şeffaflıktan uzak bu strateji, kısa vadede kuru tutsa da güven kaybını derinleştiriyor. Siyasî belirsizlik, yabancı sermaye çıkışını hızlandırırken, yerli yatırımcıyı da dövize yöneltiyor.
BALON PATLARSA GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOLA GİRİLİR
Borsa’yı Ziraat Yatırım başta olmak üzere mülkiyeti Türkiye Varlık Fonu (TVF) geçen kamu bankaları marifeti ile ayakta tutma çabası, “dövizleri sobada yakıyorlar.” diyenleri haklı çıkarır.
Resmi veriler, Borsa’daki müdahalelerin de rezervlerden beslendiğini ima ediyor. Ancak bu, ateşi söndürmekten ziyade közleri geçici olarak örtmeye yarıyor. Piyasalar, kamu kaynaklarıyla şişirilmiş bir balonun patlama riskini hesaba katmaya başladı bile.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
19 milyar dolarlık net rezerv, ithalatı finanse edecek kapasitenin çok altına indi. Türkiye’nin aylık ithalat bedelini bile karşılamaktan uzak. Dış finansman sağlanamazsa, TCMB’nin müdahale gücü tükenmek üzere.
Keynes’in mantıksızlık ikazı burada devreye giriyor: Piyasalar, TCMB’nin direncini test edebilir ve bu, sert bir devalüasyonu tetikleyebilir. Buffett’ın gelgit metaforu ise, rezervler bittiğinde Türkiye’nin çıplak gerçeklerle yüzleşeceğini hatırlatıyor.
YA ERKEN SEÇİM KARARI YA DA TSUNAMİ
TCMB’nin 42 milyar dolarlık satışı ve rezervlerin 19 milyar dolara inmesi, Türkiye’yi ekonomik bir çöküşe sürüklüyor.
Arka kapı müdahaleleri ve kamu eliyle Borsa destekleri, yangını söndürmekten ziyade sobayı harlıyor. Devalüasyon, artık bir ihtimal değil, dış finansman ve politika hamlelerine bağlı bir zamanlama meselesi.
En yakın tarihte mutabık kalınmış bir erken seçim kararı almadan, Ekrem İmamoğlu ve diğer siyasî tutuklular serbest kalmadan Türkiye’nin girdaptan kurtulması mümkün değil.
Aksi hâlde sobadaki duman sadece odayı değil, bütün evi kaplayabilir. Aman dikkat! Normalleşmeyin, algıya teslim olup gaflete düşmeyin!
Yurt dışı çıkış yasağı ile serbest bırakalan TÜSİAD'ın iki başkanı Orhan Turan ile Ömer Aras'ı Brüksel seyahatine davet eden Mehmet Şimşek sakın kılavuzunuz olmasın.
Belli ki Şimşek kendisini kovdurmak için bütün düğmelere basıyor. O ne demişti? "Ben toplu iğne ile kazıyorum, onlar gelip kürekle kapatıyor."
İletişim için:
BlueSky: @turhanbozkurt.bsky.social
YouTube: https://www.youtube.com/turhanbozkurt
X/Twitter: @turhanbozkurTV
Facebook: https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/
e-Posta: [email protected]