Ankara’dan gelen “Emir büyük yerden!” fısıltıları, Türkiye ekonomisini kritik bir kavşağa sürükledi. Merkez Bankası ya iflas dalgasını göze alacak ya da doları 60 TL’ye taşıyacak faiz indirimine mecbur kalacak. Üstelik bu denklemin ardında bütün planları alt üst eden bir de “19 Mart sırrı” yatıyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) üzerinde faiz indirimi baskısı hiç bu kadar zorlu bir döneme denk gelmemişti.
Saray’dan gelen “Faizi indirin!” talimatı gayet berrak. AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası’nın 24 Temmuz’u beklemeden 19 Haziran’a kadar bir indirime gitmesini istiyor.
Faiz indirimi başladığında dolar/TL kurunda 39,15’in üzerindeki sır perdesi aralanacak ve hatta dolar 60 TL’ye doğru bir tırmanışa başlayacak.
Faiz indirimi olmazsa, yüksek maliyetler sebebiyle iflas ve konkordato dalgası hızla yayılabilir.
ÖLÜMLERDEN ÖLÜM BEĞEN: YA İFLAS YA DA!..
Merkez Bankası “Ya iflas ya dolar 60!” gibi zorlu bir seçimle karşı karşıya. Büyük balık, küçük balığı yutar. Ekonomide de bu kural acımasızca işler. Üstelik bu denklemin içinde piyasaları şaşırtan ve tüm hesapları bozan 19 Mart’a ait bir sır da saklı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yüzlerce polis tarafından şafak vakti baskını ile evinde gözaltına alındığı 19 Mart’ta dolar birkaç dakikada 36,50 TL’den 41 TL’nin üzerine fırlamıştı.
Merkez Bankası (TCMB) arka kapıdan dolar satarak, zirveden doları ilk düşürdükleri seviye 39,15 TL idi. O eşik kritik. Geçen hafta tam o eşiği gelinmişti ki federaller hemen müdahale etti. Piyasa hafızasında 39,15’in yeri belli.
Psikolojik eşik geçildiğinde 41 TL üzerine hızlı bir tırmanış olacağını biliyorlar. Ancak korkunun ecele faydası yok. Süründüren kur rejimi ne enflasyonu düştü ne de bütçedeki kara delik küçüldü. Hepsi hiç olmadığı kadar kötüye gidiyor.
UCUZ PARA MENBAI (CARRY TRADE) JAPONYA ZORDA
Sadece içerideki dinamikler değil, küresel ekonomik tablo da endişe verici sinyaller veriyor.
Japonya’nın 1990’lı yıllardan beri eksi enflasyon ile yaşamaya alışmıştı. Uzun bir aradan sonra enflasyon, hatta stagflasyonla boğuşan Japonya’da pirinç fiyatları son bir yılda ikiye katlandı.
Dünya, ekonomik bir çalkantının eşiğinde. Bilgelik ise, fırtınaya hazırlıklı olmaktır. ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük tarifeleri Çin’den Avrupa Birliği’ne (AB) ticaretin lokomotifi sayılan ekonomileri derinden sarsıyor.
Belirsizlik ortamı Türkiye’nin haziran ayında vadesi gelecek 9 milyar dolara yakın dış borç ödemeleri ile birleşince fırtınanın şiddeti hakkında hayli fikir veriyor.
Ekonomik sıkıntıların toplumsal yansımaları da göz ardı edilemez. Kurban Bayramı öncesi emeklilerin gözü, 2 Haziran’a kadar hesaplara aktarılması beklenen bayram ikramiyelerinde.
Ancak geçmişteki asgari ücretle kıyaslandığında ikramiyenin alım gücündeki erime tek kelime ile hüsran.
2018 yılındaki oranla hesaplandığında bayram ikramiyesi 4 bin TL değil, 13 bin 705 TL olmalıydı. Ortalama emekli maaşı 17 bin TL bile değil. Doları tuttukları hâli ile 430 dolar. En düşük emekli maaşı 14 bin 500 TL. Açlık sınırı 24 bin TL.
Bir toplumun refahı, en zayıf halkasının kuvveti ile ölçülür.
AŞIRI DEĞERLİ TL İLE EKONOMİ KAN KAYBEDİYOR
Piyasaların vaziyeti emekliden farklı değil. Dolar/TL kurunda cetvelle çizilmiş gibi hareketler Merkez Bankası’nın gizli müdahalelerini akıllara getiriyor.
Doların gerçek değerinin altında kalması piyasadaki gerilimi artırıyor. İhracatçı ve turizm sektörü pazar payını rakiplerine kaptırıyor.
Borsa İstanbul’da yatırımcılar hem yurt içi hem de yurt dışı belirsizliklerin etkisiyle çaresizce bekliyor. Borsa’yı cayır cayır yaktı Şimşek.
BİST 100 geçen yıla kıyasla nominal yüzde 15 değer kaybetti. Bazı şirketlerin hisse fiyatı 2024 yılının zirve ayı temmuza kıyasla yüzde 80 daha ucuz.
Bilançolar delik deşik. Koç ve Sabancı dahi zarar rekorları kırıyor. Hazine’nin artan faiz yükü ve borç batağının derinleşmesi ekonomi yönetimini köşeye sıkıştırmış durumda.
YANDAŞ YENİ ŞAFAK’A “ŞİMŞEK’İ GÖMÜN” GÖREVİ
Ekonomik krizin derinliği iktidara yakın gazeteleri ve televizyonları bile şaşkına çevirdi. İhale kralı Albayrak ailesine ait Yeni Şafak gazetesi, son manşetlerinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i sert bir dille eleştirdi.
Gazete, Şimşek öncesi dönemi “başarı hikâyesi” olarak nitelerken, mevcut tabloyu “rasyonel çöküş” diye nitelendirdi.
Üretimin azalması, Vestel ve Arçelik gibi devasa şirketlerin dahi binlerce kişiyi işten çıkarmaya başlaması, iflasların artması ve krediye erişimin zorlaşması gibi kronik rahatsızlıkları yüksek faize bağlayan Yeni Şafak’ın Erdoğan’ın haberi olmaksızın böyle bir çıkışa cesaret etmesi mümkün değil. Belli ki Şimşek’in suyu ısındı.
Bu manşetlerin ardından, Kurban Bayramı’nın akabinde muhtemel bir kabine değişikliği ve Mehmet Şimşek’in görevden alınabileceği yönünde iddialar kulislerde dolaşmaya başladı.
Muhalefet cenahında da Şimşek’in istifa etmeyi düşündüğü ve yerine isimlerin konuşulduğu belirtilirken, Şimşek’in yerine kimin geleceği meçhul.
Şimşek’in lüks içinde yüzen 37 yaşındaki Selman Reşitoğlu‘nun amcası Abdurrahman Reşitoğlu ile İngiltere’nin başşehri Londra’da ortak bir şirket kurduğuna dair belgeler ve jetlerde çekilmiş fotoğraflar Saray’dan sızdırıldı. Akabinde Yeni Şafak’a son vuruş için yol verildi. Kronoloji gidişata dair fikir veriyor.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın da görevden alınabileceği kulaktan kulağa yayılıyor. Erdoğan anayasa değişikliğinin rüşveti olarak para musluklarını sonuna kadar açabilir.
Erdoğan’ın vakti sınırlı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 1 Temmuz’da tatile girmeden şahsî ikbali namına birkaç taviz koparmalı.
AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 tarihinden bu yana ilk defa anayasayı Meclis’te değiştirme fırsatını kaçırmak istemiyor. Ne iflaslar ne de AB kapısının tamamen kapanması umurundu.
Damat Berat Albayrak’ın yeniden kabinede bir koltuğa geçmesi bile mümkün. Makas değişikliğinin değil de Şimşek’in tartışılmasını temin etmek için Şimşek’e tek yön Londra uçak bileti kesilebilir.
BÜYÜK HESAPLAŞMA BAŞLADI
Türkiye ekonomisi iç ve dış riskler arasında sıkışıp kaldı. Faizde indirim olsa da olmasa da dünya 5’incisi enflasyonun seyri ve İmamoğlu’nun Silivri Cezaevi’nde mahpus kalması haziran ayını küçük bir kıyamete dönüştürebilir.
Faizde indirim olsa da olmasa da kriz derinleşecek. Erdoğan’ın vakti sınırlı. Meclis tatile girmeden 400 sandalye planında ilk adımları atacak.
Bu büyük hesaplaşmada, atılacak her adımın ülkenin geleceği üzerinde derin etkileri olacak. Gemiyi fırtınada terk eden, batışına ilk şahit olandır.
İletişim için:
BlueSky: @turhanbozkurt.bsky.social
YouTube: https://www.youtube.com/turhanbozkurt
X/Twitter: @turhanbozkurTV
Facebook: https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/
e-Posta: [email protected]