ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı diner gibi olmuştu ama son gelişmeler daha da alevlenme ihtimalinin arttığını gösteriyor.
ABD Başkanı Trump Nisan ayında Çin’e karşı gümrük vergilerini yüzde 145 yükseltmiş, Pekin de buna karşı misilleme yaparak ABD’ye karşı gümrükleri yüzde 125’e çıkarmıştı.
Fakat Çin’in tekel pozisyonunda bulunduğu nadir toprak elementlerinin satışını durdurması ve pek çok tüketim kaleminde ABD’nin Çin’e yüzde 70-80 oranında bağlı bulunduğu için ilave gümrük vergilerinin ABD’de enflasyonu yükseltme tehlikesine yol açması üzerine Trump yönetimi geri adım atarak Çin’le anlaşma yolunu tercih etmişti.
Geçen ay Cenevre’de bir araya gelen iki ülke yetkilileri daha kapsamlı bir anlaşma üzerinde müzakereler yürütmeye imkan tanımak üzere geçici bir ateşkese varmışlardı. Buna göre ABD gümrük vergilerini yüzde 30’a, Çin ise yüzde 10’a düşürmüştü. Fakat son gelişmeler taraflar arasındaki görüşmelerde henüz bir ilerleme sağlanamadığını gösteriyor.
TRUMP: ÇİN GEÇİCİ ATEŞKESE UYMUYOR
Çin’in geçici ateşkese rağmen nadir toprak elementlerini içeren ürünlerin ihracatındaki kısıtlamaları kaldırmadığı bildiriliyor. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping bu kısıtlamanın Trump Yönetiminin zayıf karnı olduğunu ve onu geri adım atmaya zorladığını gayet iyi anlamış gözüküyor. Elindeki bu kozu kesin bir anlaşmaya varılmadan bırakma niyetinde değil. Oysa ABD’li yetkililer Çin’in nadir elementlere uyguladığı kısıtlamaları gevşetmesini bekliyordu.
Pekin’in bazı satışlara izin vermekle birlikte bunu çok sınırlı oranda yapması Trump Yönetimi’ni adeta çileden çıkarmış durumda. ABD Başkanı Cuma günü verdiği iki ayrı demeçte Çin’i geçici ateşkese uymamakla suçladı.
Çin’in bu tutumunu sürdürmesi halinde pek çok Batılı şirketin tedarik zincirinin sekteye uğrayacağı, yani üretimlerini durdurma tehlikesiyle karşı karşıya oldukları bildiriliyor.
Bununla birlikte Pekin, aralarında Volkswagen’in de bulunduğu Avrupa’daki bazı şirketlere nadir toprak mıknatısları tedarik etmeye devam etmeleri için lisans verdi ki bu yaklaşımı Avrupa’yı kendisine karşı ABD’den ayrıştırma politikasının bir yansıması.
Yine de bu istisnalar yetersiz kaldığından pek çok Avrupalı şirket de üretimi durdurma tehlikesiyle karşı karşıya.
Çin’deki Avrupa Birliği Ticaret Odası Başkanı Jens Eskelund, yüzlerce AB şirketinin durumdan olumsuz etkilendiğini, öyle ki bazı şirketlerin bu hafta üretimi durdurmak zorunda kalabileceğini açıkladı. Eskelund ayrıca Pekin’e krizin büyümesi halinde Avrupa’da Çin’e olan bağımlılığın azaltılmasına yönelik çağrıların artacağı ikazında bulundu.
YÜZDE 90’INI ÇİN ÜRETİYOR
Özellikle nadir toprak elementlerinden üretilen mıknatıslar elektrikli arabalardan, savaş uçaklarına, SİHA’lara, akıllı telefonlara ve robotlara kadar pek çok alanda kullanılıyor. Dünyadaki yılda yaklaşık 200.000 ton yüksek performanslı nadir toprak mıknatısı imalatının yüzde 90’ını Çin üretiyor. Geri kalanının büyük kısmını ise Japonya kendi şirketleri için istihsal ediyor.

Otomobillerde, yarı iletkenlerde ve diğer birçok teknolojide bulunan yüksek sıcaklıklara ve elektrik alanlarına dayanabilen mıknatısların yapımında ise ağır nadir toprak elementleri kullanılıyor ki bunların imalatının yüzde 99’unu Çin gerçekleştiriyor, yani tam bir tekel durumunda.
Normalde yaklaşık yirmi yıl öncesine kadar ABD’nin Indiana eyaletinde bu mıknatıslar üretiliyordu, fakat bu fabrikalar – şimdi çok daha iyi fark edilen büyük bir aymazlıkla – tam da bu mıknatıslara yönelik talep patlama yaparken Çin’e taşındı. Şirketlerin üretimi Çin’e taşıma nedeni ucuz iş gücü ve yine maliyetleri düşüren gevşek çevre düzenlemeleri.
FORD FABRİKASINI GEÇİCİ KAPATMAK ZORUNDA KALDI
Halihazırda ABD’de bu mıknatıslar üretilmiyor, Teksas ve Güney Karolina’da devletin teşvikiyle bazı fabrikalar kuruldu, ilk üretimlerini bu yıl yapmaları bekleniyor ama bunların derde deva olması için en az 5-10 yıl gibi bir süreye ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.
Sorun şu ki bu mıknatıslar, üretimin her aşamasında önemli yatırımlar gerektiriyor, buna rağmen kâr marjları çok düşük. Çin’in yeni şirketleri piyasaya sokmamak için agresif bir fiyat politikası izlemesinin de şaşırtıcı olmayacağı kaydediliyor.
Bu mıknatıslar mesela arabaların frenleri, direksiyonu ve yakıt enjektörlerini çalıştıran elektrik motorlarında kullanılıyor, lüks bir otomobilinin koltuğundaki mekanizmada 12 kadar mıknatıs var. Bu nedenle durumdan en fazla etkilenenler otomobil üreticileri oldu.
Bu şirketlerin yetkilileri ABD’deki fabrikalarda üretimin birkaç hafta içerisinde yavaşlatılması mecburiyeti doğabileceği uyarısında bulundular. Hatta Ford Motor’un mıknatıs yokluğu nedeniyle Şikago’daki bir fabrikasında üretimi geçici olarak durdurmak zorunda kaldığı bildiriliyor.
Trump Yönetimi misilleme olarak geçen hafta jet motorları, yarı iletkenler, bazı kimyasallar ve makineler de dahil olmak üzere bazı kritik ABD teknolojilerinin Çin’e satışının askıya alındığını açıkladı.
Bu çerçevede Cadence, Synopsys ve Siemens gibi şirketler tarafından satılan ve bilgisayar çipleri tasarlamak için kullanılan yazılımların Çin’e ihracatı durduruldu. Ayrıca Amerikan şirketlerinin Çinli teknoloji devi Huawei’nin yapay zekâ çiplerini kullanmasını yasakladı.
YOLCU UÇAĞI ALANINDA ÇİN, ABD’YE BAĞIMLI
Yine ABD şirketleri Çin devlet şirketi COMAC’ın ürettiği C919 adlı yolcu uçaklarında kullanılan ürün ve teknolojileri de artık satmaktan menedildi.
Boeing 737 – Airbus A320 benzeri bir uçak olan C919, ilk kez 2023 yılında hizmete girmişti. Uçağın motorları dahil birçok parçasının ABD’li ve Avrupalı firmalardan alındığı belirtiliyor.
Çin’in kendi ihtiyaçlarını karşılayacak kadar uçak üretme kapasitesinin bulunmadığı ve uçaklar için Boeing ve Airbus’a, jet motorları için de GE Aerospace gibi Batılı şirketlere bağımlılığının sona ermesinin ise uzun yıllar alacağı kaydediliyor.

Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio eşzamanlı olarak ABD’deki Çinli öğrencilerin vizelerini “agresif şekilde” iptal edeceklerini duyurdu.
Rubio özellikle Çin Komünist Partisi’yle bağları olan ve kritik bölümlerde okuyan öğrencilerin hedef alınacağını söyledi, bundan sonra da öğrenci vizelerinin kolay verilmeyeceğini ekledi. ABD’de 277 bin Çinli öğrenci bulunuyor. Çinli öğrenciler sayı bakımından ABD’de eğitim gören yabancı öğrenciler arasında ikinci sırada bulunuyor.
Çin Ticaret Bakanlığı bugün ABD’nin bu adımlarını sert şekilde eleştiren yazılı bir açıklama yaptı.
“ABD tarafı tek taraflı olarak yeni ekonomik ve ticari sürtüşmeleri tırmandırarak ikili ekonomik ve ticari ilişkilerdeki belirsizliği ve istikrarsızlığı daha da arttırmaktadır. [ABD Yönetimi] Kendi eylemleri üzerinde düşünmek yerine suçu Çin’e atmaktadır” denilen açıklamada ABD’nin yukarıda değinilen iki adımdaki gibi kısıtlamalarla Çin’in çıkarlarına zarar vermeye devam etmesi halinde Pekin’in “meşru hak ve çıkarlarını korumak” için tedbirler alacağı uyarısında bulunuluyor.
SERT KAPIŞMA İLE SONA ERME İHTİMALİ VAR
Çin devletine yakın uzmanların yaptıkları yorumlar ise Pekin’in izlediği stratejiye ilişkin daha net bir fotoğraf veriyor.
Buna göre, Washington Çin’e uyguladığı (çip üretiminde kullanılan) gelişmiş yarı iletken ihracatı üzerindeki kısıtlamalarını gevşetmediği takdirde Trump baskıyı ilave yaptırımlarla ne kadar artırırsa artırsın Pekin’in nadir toprak elementleri ürünlerinin satışlarına başlama niyetinde olmadığı anlaşılıyor.
Son gelişmeler ABD ve Çin’in üç aylık “geçici ateşkes” süresi içerisinde bir anlaşmaya varıp varamayacakları konusunda piyasalarda soru işaretlerini artırdı. Taraflar birbirlerinin gücünü yoklamayı sürdürüyor, bu uzun peşrevin kapsamlı bir anlaşmadan ziyade sert bir kapışmayla sona erme ihtimali hiç düşük değil…
p.s. ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının önemli cepheleri mikroçipler ve elektrikli otomobiller üzerinden cereyan ediyor. Bu konuda daha önce yazdığım iki yazıya aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
Yeni dünya savaşı petrol değil mikroçip rekabetinden mi çıkacak?
Çin, Avrupa’yı kalbinden vurdu: Elektrikli otomobil savaşı başladı
- Ömer Murat, Dış Politika ve Siyaset Uzmanı, Eski Diplomat