Gazeteci Zeynep Gürcanlı: "Belli ki Ankara’da, Suriye’de öyle ya da bu böyle bir “çözümün”, Bahçeli’nin ifade ettiği Erdoğan’a yeniden seçilme yolunu açacak -üstelik büyük ihtimalle yüzde 50’lik seçim barajı da düşürülerek- Anayasa değişikliğini mümkün kılabileceği hesaplanıyor."
Ekonomim yazarı Zeynep Gürcanlı, Ankara'da hesapların Donald Trump'ın başkan seçilmesi üzerine yapıldığını belirttiği yazısında, "Suriye’nin kuzeydoğusundaki PYD-YPG yapılanmasıyla bir “ilişkiye” girilmesi söz konusu olabilir. Bu ilişki şartlara bağlı olarak; Eğer Trump yönetiminden yeşil ışık gelirse – ki az ihtimal- bir sınır ötesi askeri operasyonla PYD-YPG’nin dağıtılması; Ya da Öcalan’ın etkisini kullanarak PYD-YPG’nin Türkiye’nin “etkisi altına alınması” yönünde gelişebilir" dedi.
Gürcanlı, "Belli ki Ankara’da, Suriye’de öyle ya da bu böyle bir “çözümün”, Bahçeli’nin ifade ettiği Erdoğan’a yeniden seçilme yolunu açacak -üstelik büyük ihtimalle yüzde 50’lik seçim barajı da düşürülerek- Anayasa değişikliğini mümkün kılabileceği hesaplanıyor" yorumunu yaptı.
Zeynep Gürcanlı'nın yazısı şöyle:
"Trump’ın seçilmesinin Türkiye’yi sadece dış politik açıdan değil, içerde de büyük ölçüde etkilemesi mümkün.
MHP Lideri Bahçeli’nin PKK elebaşısı Öcalan üzerinden başlattığı yeni açılımının zamanlaması, ABD’deki Başkanlık seçimleriyle son derece uyumlu. Türkiye’de iktidara yakın kesimler ABD’de Trump’ı başkan olarak görmek istediklerini gizlemiyorlardı zaten. Şimdi Trump’ın seçilmesiyle, Türkiye’nin de gözünü terör meselesine, buna bağlı olarak da Suriye’ye çevirmesi kaçınılmaz görünüyor.
Trump bir önceki Başkanlık döneminde -Biden’ın dört yıllık döneminin aksine- Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kişisel ilişki kurmaktan kaçınmamıştı. Hatta Trump-Erdoğan arasındaki bir telefon görüşmesinde ABD Başkanı olarak Trump Suriye’deki Amerikan askerlerinin çekileceği sözünü bile vermiştir. Trump’ın bu sözü daha sonra Amerikan bürokrasisinin devreye girmesiyle kadük olmuş, Amerikan askerleri Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK terör örgütü bağlantılı PYD-YPG’yi koruyup kollamaya devam etmişlerdi.
ÖCALAN’IN PYD/YPG’YE OLASI ETKİSİ
MHP Lideri Bahçeli’nin Öcalan çıkışının ardından Kürt meselesinin çözümü konusunda Irak’ta Kandil’deki terör örgütü üst düzey yönetiminden de, Türkiye’deki DEM Parti’den de beklenen olumlu tepki alınamamıştı. Nitekim bunun üzerine belediyelere kayyım atamaları geldi.
Yaklaşık 25 yıldır hapiste olan Öcalan’ın Kandil ve DEM üzerinde etkisinin pek fazla olamadığı görülmüş olsa da, Suriye’deki PYD-YPG yapılanması açısından durum farklı olabilir. PKK elebaşının Suriye’deki terör yapılanması üzerindeki etkisinin hapiste geçirdiği yıllara rağmen çok fazla değişmediğinin işaretleri var. Fırat’ın doğusundaki PYD-YPG yapılanmasının yönetim binalarının duvarlarında hala Öcalan resimleri boy gösterirken, yöneticilerinin de PKK elebaşını “lider” pozisyonuna yerleştirdiklerine ilişkin pek çok açıklama gelmişti, gelmeye de devam ediyor.
Bu açıdan Cumhur ittifakının Öcalan’ı -Irak’taki PKK terör varlığı üzerinde pek etkisi olmasa bile- Suriye’de kullanmaya çalışması makul bir seçenek olarak ortaya çıkıyor.
'TRUMP'IN MEKTUBUNDAKİ DETAYLAR ÖNEMLİ'
Nitekim Trump’ın başkanlık döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı diplomatik üsluptan yoksun resmi mektuptaki Suriye detayları da önemli.
Mektuptaki Erdoğan’a yönelik tehdit ve hakarete varan ifadeler o kadar dikkat çekmişti ki, mektubun “neden yazıldığı” pek tartışılmadı.
Oysa Trump o mektubuna ek olarak bir de Suriye’deki PYD-YPG yapılanmasının elebaşından kendisine hitaben yazılmış bir mektubu da Erdoğan’a göndermişti.
Trump’ın mektubunda “General” sıfatıyla bahsettiği, PYD-YPG’nin elebaşı konumundaki Mazlum Abdi’nin Türkiye ile “müzakere masasına oturmak istediği” ifade ediliyordu. Trump o mektupta Erdoğan’ı PYD-YPG’yle temasa geçmeye çağırıyordu.
Şimdi Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP eliyle yapılan “Öcalan açılımına”, Trump’ın malum mektubundaki içerik de eklendiğinde ortaya bir “yol haritasının” çıktığı görülüyor.
Belli ki Ankara’da hesaplar Trump’ın seçilmesi üzerine yapılmış. Bu çerçevede Öcalan üzerinden yapılacak bir açılımla, Suriye’nin kuzeydoğusundaki PYD-YPG yapılanmasıyla bir “ilişkiye” girilmesi söz konusu olabilir. Bu ilişki şartlara bağlı olarak;
● Eğer Trump yönetiminden yeşil ışık gelirse – ki az ihtimal- bir sınır ötesi askeri operasyonla PYD-YPG’nin dağıtılması;
● Ya da Öcalan’ın etkisini kullanarak PYD-YPG’nin Türkiye’nin “etkisi altına alınması” yönünde gelişebilir.
Belli ki Ankara’da, Suriye’de öyle ya da bu böyle bir “çözümün”, Bahçeli’nin ifade ettiği Erdoğan’a yeniden seçilme yolunu açacak -üstelik büyük ihtimalle yüzde 50’lik seçim barajı da düşürülerek- Anayasa değişikliğini mümkün kılabileceği hesaplanıyor.
Trump’ın seçilmesi, Ankara’da da kartların yeniden dağıtılmasının önünü açtı. Türkiye’yi ilginç ve hareketli günler bekliyor…"