Almanya’da göçmenler için zor dönem başlıyor

Almanya’da yeni hükümetin ilk icraatları mülteci haklarını kısıtlamak ve hızlı vatandaşlık imkanlarını geri çekmek oldu. İnsan hakları savunucuları endişeli.

Almanya’da yeni kurulan CDU-SPD koalisyonu, görevdeki ilk haftalarında özellikle göç politikalarında sertleştirmeye gitti. İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt’in (CSU) hazırladığı iki yasa tasarısı, 28 Mayıs’ta kabine tarafından onaylandı. Tasarılar, Federal Meclis’te (Bundestag) onaylanırsa yürürlüğe girecek.

AİLE BİRLEŞİMİ İKİ YIL ASKIYA ALINIYOR

En çok tartışma yaratan düzenleme, “subsidiären Schutz” yani ikincil koruma statüsündeki sığınmacılara yönelik. Bu statüdeki yaklaşık 390 bin kişinin, eş ve çocuklarını Almanya’ya getirmesi en az iki yıl boyunca yasaklanıyor.

Halihazırda ayda bin kişiye verilen bu hak, yıllık 12 bin aile bireyinin birbirine kavuşmasını sağlıyordu. Yeni yasa tasarısı, bu süreci tamamen durduruyor. Yalnızca “ağır insani durumlar” istisna tutulsa da, bu durumların ne olduğu yasada net olarak tanımlanmış değil.

HIZLI VATANDAŞLIK GERİ ÇEKİLİYOR

Hükümetin ikinci önemli adımı, son yıllarda uygulamaya konulan ve üç yıl içinde uyum sağlayan göçmenlerin Alman vatandaşlığına geçmesini mümkün kılan “hızlı vatandaşlık” uygulamasını iptal etmek oldu.

Yeni yasa yürürlüğe girerse, iyi derecede Almanca bilen, çalışan, topluma uyum sağlamış göçmenler artık bu kısa sürede vatandaşlık başvurusu yapamayacak. Ancak SPD, CDU ve CSU partileri, mevcut beş yıla indirilen standart vatandaşlık süresi ve çifte vatandaşlık hakkının korunacağını açıkladı.

UZMANLARDAN TEPKİ: İNSAN HAKLARINA AYKIRI

İnsan hakları kuruluşları ve göç uzmanları, özellikle aile birleşiminin askıya alınmasının hem uluslararası hukukla hem de temel insani değerlerle çeliştiğini belirtiyor.

Almanya’ya tek başına sığınan birçok kişinin savaş ve şiddetten kaçan aile fertleri, bu karar nedeniyle en az iki yıl daha hayati tehlike altında kalacak.

Sosyal psikologlara göre, ailelerinden kopuk yaşayan bireylerin hem entegrasyon süreçleri sekteye uğruyor hem de uzun vadede sosyal uyum zedeleniyor.

TOPLUMSAL KUTUPLAŞMA ARTABİLİR

İçişleri Bakanı Dobrindt, düzenlemeleri “düzensiz göçü engellemek ve sistemleri rahatlatmak” olarak savunsa da, göç alanında çalışan birçok kurum bu kararların kısa vadeli siyasi hesaplarla alındığını düşünüyor.

Toplumu rahatlatmak yerine endişeyi artıran bu adımların, göçmen topluluklar ile yerel halk arasındaki gerilimi daha da körükleyebileceği uyarısı yapılıyor.

Haberi Paylaş